Ostim Teknik Üniversitesi’nde geçirdiğim yıllar, proje panolarından daha fazla çizim, kahve fincanlarından daha çok plan biriktirdiğim bir dönemdi. Zaman zaman “bitmez bu yol” dediğim anlar oldu, ama geriye dönüp baktığımda aslında yolun kendisi beni şekillendirmiş. Atölye geceleri, uykusuz sabahlar ve bolca Ctrl+Z ile geçen bu süreç, mimarlığın sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi olduğunu öğretti. 

Bu yıllar bana sadece teknik bilgi değil; sabır, disiplin ve kendi tarzımı bulma cesareti kattı. Tasarımın matematikten çok duygu işi olduğunu, bazen bir fikir için günlerce düşünmenin de üretime dahil olduğunu anladım. Eleştirilmekten korkmamayı, fikirlerimi savunmayı ve gerektiğinde baştan başlamayı öğrendim. Kısacası bu süreç, sadece iç mimar değil, kendime dair daha net bir insan olmamı sağladı. (1)

Her teslimin bir karakter geliştirme sınavı, her jürinin küçük çaplı bir felsefi sorgulama olduğunu deneyimlediğimiz bu süreçte, en az projeler kadar kendimizi de tasarladık. Bu yolculuk boyunca yanımda olan ve desteklerini benden esirgemeyen ailem, arkadaşlarım ve hocalarıma teşekkür ediyorum. Her biri bu hikâyenin görünmeyen mimarları oldu. Mezuniyet bir son değil, sadece bir ‘render alındı’ anıdır. Tasarımın yolu uzun, hayal gücü sınırsız… ​ (2)

Ostim Teknik Üniversitesi’nde geçirdiğim dört yıl, sadece akademik değil, aynı zamanda kişisel gelişimim açısından da son derece değerli ve öğretici bir süreç oldu. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde aldığım eğitim sayesinde hem mesleki donanım kazandım hem de vizyonumu genişlettim. Bu yolculuk boyunca edindiğim bilgi birikimi, disiplinli çalışma alışkanlığı ve değerli insan ilişkileri, hayatımın ilerleyen dönemlerinde bana ışık tutacak. 

Eğitim hayatım boyunca edindiğim teknik bilgi ve estetik bakış açısının yanında, özellikle yaratıcı düşünme becerilerimi geliştirme fırsatım oldu. Her projede farklı bir bakış açısıyla düşünmeyi, eleştirilere açık olmayı ve çözüm odaklı yaklaşmayı öğrendim. Hocalarımızın yönlendirmeleriyle sadece bir iç mimar olarak değil, aynı zamanda araştıran, sorgulayan ve kendini sürekli yenileyen bir birey olma yolunda önemli adımlar attım.

Ostim Teknik Üniversitesi’nde geçirdiğim yıllar, yalnızca mesleki bilgi edinmekle sınırlı kalmayan; aynı zamanda kişisel gelişimime ciddi katkı sağlayan, oldukça nitelikli bir süreçti. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde aldığım eğitim; disiplinli çalışma alışkanlığı kazanmamı, farklı düşünme biçimlerini tanımamı ve tasarımın çok boyutlu yapısını kavramamı sağladı. Bu sürecin sonunda fakülte ikincisi olarak mezun olmak ise, tüm emeğimin ve istikrarımın anlamlı bir karşılığı oldu. Geriye dönüp baktığımda, burada geçirdiğim yılların beni yalnızca bir iç mimar adayı değil; aynı zamanda düşünen, sorgulayan ve üretme sorumluluğunu hisseden bir birey haline getirdiğini açıkça görebiliyorum. (1)

Lisans eğitimim süresince, iç mimarlığın yalnızca estetik bir üretim alanı değil; aynı zamanda yaşama ve insana dair çözüm üreten bir disiplin olduğunu öğrenme fırsatı buldum. Proje süreçleri, jüri deneyimleri, teknik dersler ve ekip çalışmaları; yaratıcılıkla birlikte sistemli düşünmenin ne kadar önemli olduğunu öğretti. Bununla birlikte zaman yönetimi, detaylara odaklanma, sorumluluk alma ve mesleki etik gibi konularda da önemli kazanımlar elde ettim. Bu dört yıl, mesleki donanımımın temellerini attığı gibi, düşünsel olarak da kendimi ifade etme gücümü geliştirdi. (2)

Ostim Teknik Üniversitesi’nde iç mimarlık eğitimi alıyor olmak, sadece estetik kaygılarla tasarım yapmayı değil; aynı zamanda insanı, mekânı ve duyguyu anlamayı öğrendiğim bir yolculuk oluyor. Burada, düşündüğünü sorgulayan, özgün çözümler üreten ve tasarımı bir yaşam biçimi olarak gören bir iç mimar olma bilincine erişiyorum.

Ostim Teknik Üniversitesi'nde geçirdiğim yıllar benim için deneyimlerle doluydu. Hem akademik hem de sosyal açıdan kendimi geliştirdiğim bu süreçte, değerli öğretmenlerimden ve arkadaşlarımdan çok şey öğrendim. Sınıf arkadaşlarımla birlikte geçirdiğimiz zamanlar, ders ve projeler, bağlarımızı güçlendirdi ve bana farklı bakış açıları kazandırdı. Bu süreç, bana sadece mesleki bilgi değil, aynı zamanda problem çözme yeteneği, takım çalışması gibi önemli yetkinlikler kattı. Zaman yönetimi ve disiplin gibi konuların yanı sıra, iletişim becerilerimin de gelişmesine büyük katkı sağladı. Bu güzel yolculuğun her anında benimle birlikte olan tüm öğretmenlerime, arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum. 

Ostim Teknik Üniversitesi'nde geçirdiğim yıllar, hem akademik anlamda hem de kişisel gelişimim açısından oldukça verimli ve dolu dolu geçti. Modern eğitim anlayışı, donanımlı akademik kadro ve öğrenci dostu ortam sayesinde kendimi geliştirme fırsatı buldum. Aynı zamanda birçok güzel dostluklar ve unutulmaz anılar biriktirdim.

Bu süreçte teorik bilgilerin yanı sıra uygulamalı eğitimin önemini kavradım. Proje bazlı çalışmalar, staj imkanları ve sanayi iş birlikleri sayesinde mesleki becerilerimi pekiştirdim. Aynı zamanda ekip çalışması, zaman yönetimi ve problem çözme gibi yetkinliklerimi de geliştirdim. Kendi potansiyelimi keşfetmemi sağlayan bir yolculuk oldu. (1)

Mezuniyet sonrası alanımla ilgili bir şirkette çalışmaya başlamayı ve kariyerime sağlam adımlarla yön vermeyi planlıyorum. Orta vadede yüksek lisans yaparak akademik anlamda da ilerlemeyi hedefliyorum. Aynı zamanda sürekli öğrenmeyi ve gelişmeyi sürdürerek, hem bireysel hem de toplumsal katkılar sağlamayı amaçlıyorum.

Ostim Teknik Üniversitesi'ne ve değerli hocalarıma, bize kattıkları bilgi ve deneyim için teşekkür ediyorum. Tüm mezun arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Gelecek öğrenciler için ise şunu söylemek isterim: Kendinize güvenin, öğrenmeye açık olun ve her fırsatı değerlendirmeye çalışın. (2)

Öncelikle ilk eğitim ve öğretim hayatına başladığım yıllarda ilk 2 ay ne olduğunu anlayamamıştım. İnanılmaz bir yoğunluk olduğunu hissettim. İlk başlarda kendi kendime ‘’NE oluyoruz, Nasıl bir yoğunluk bu?’’ dedim ama sonra bu maratona alıştım ve aslında verilen çizimlerin yoğun değil benim bu düzeni görmemiş olmam ve tecrübesiz olmamdan olduğunu gördüm. Sonraki yıllar daha sakin ve huzurlu geçti. Biz okulun ikinci dönem öğrencileriydik. Okul ilk başlarda sakin ve rahattı lakin sonradan yeni öğrencilerin gelmesiyle okulda inanılmaz bir yoğunluk ve kalabalık oluştu. Yeni kampüsün yapıldığı haberini aldım. Umarım bir an önce biter ve bu yoğunluk ve kalabalık en optimum seviyeye gelir.

Tasarım yapmayı, zamanımı en optimum seviyede kullanmayı, zorluklar karşısında nasıl tepki vereceğimi ve en önemlisi harika hocalarla ve asistan hocalarımla tanışma fırsatı verdi. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. Her zaman bizim iyiliğimiz için uğraştılar ve çabaladılar.

Yabancı bir iç mimarlık öğrencisi olarak eğitim hayatım boyunca geçirdiğim yıllar, hem kişisel hem de mesleki açıdan benim için oldukça geliştirici ve ilham verici oldu. Farklı kültürlerden gelen öğrencilerle kurduğum ilişkiler, bakış açımı genişletti ve tasarım yaklaşımlarımı zenginleştirdi. İç mimarlık eğitimi sürecinde yalnızca teknik bilgi edinmekle kalmadım; aynı zamanda kültürel çeşitliliği anlama ve bu farklılıklara duyarlılık gösterme becerisi de kazandım. Bu süreçte, Türk kültürünü yakından tanıma şansım olurken, kendi kültürel kökenimi de tasarım projelerime yansıtma fırsatı buldum. Okulumun sağladığı atölye çalışmaları ve proje tabanlı dersler, uygulamalı becerilerimi geliştirmeme katkı sağladı ve sektörün güncel dinamiklerini takip etmemi kolaylaştırdı.

 Bu yolculukta bana rehberlik eden ve her zaman desteklerini hissettiren değerli iç mimarlık hocalarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Gerek bilgi ve deneyimleriyle, gerekse teşvik edici yaklaşımlarıyla akademik gelişimime büyük katkıda bulundular. Onların özverili tutumu sayesinde kendimi mesleki açıdan gelişmiş ve bu eğitim sürecinden büyük bir memnuniyetle ayrılmış hissediyorum. (1)

İç mimarlık öğrencisi olarak geçirdiğim 4 yıl, yalnızca mesleki bilgi ve beceri edinmemi sağlamakla kalmadı; aynı zamanda düşünme biçimimi, problem çözme yeteneğimi ve estetik algımı da kökten değiştirdi. Bu süre zarfında mekânların işlevsel, estetik ve kullanıcı odaklı şekilde tasarlanmasının ne denli detaylı ve çok boyutlu bir süreç olduğunu öğrendim. Akademik anlamda; teknik çizim, 3D modelleme, malzeme bilgisi ve yapı sistemleri gibi alanlarda kendimi geliştirme fırsatı buldum. Proje bazlı eğitim modeli sayesinde fikir üretmeyi, bu fikirleri geliştirmeyi ve sunmayı öğrenirken; eleştiriye açık olmayı ve farklı bakış açılarını değerlendirmeyi de deneyimledim. Aynı zamanda ekip çalışmaları, atölyeler ve sunumlar aracılığıyla iletişim becerilerim gelişti, zaman yönetimi ve disiplin konularında da önemli kazanımlar elde ettim. Kendi kültürel arka planımı projelerime yansıtırken, Türkiye’de eğitim almak bana farklı bir kültürel perspektif kazandırdı ve tasarımlarıma evrensel bir bakış açısı katmamı sağladı. (2)

Dört yıl boyunca aldığım eğitim, bana insanı merkeze alarak dünyayı farklı pencerelerden nasıl görebileceğimi öğretti. İnsan bedeninin dışındaki tüm mekânsal karşılıkları ergonomi, işlev ve estetik açılardan yorumlamayı, tasarıma giden yolda düşünce geliştirmeyi, tarih, sanat, arkeoloji, mimarlık gibi pek çok disiplinden beslenebilmeyi, diyalektiğin, bağlamın önemini, ölçeği, Neufert'i, konsept geliştirmeyi, sunmayı, iletişimi, eleştiri alabilmeyi, zamanımı disipline etmeyi, heyecanı, tutkuyu öğretti.

Şimdi yürüdüğüm tüm caddelerde ve sokaklarda, karşılaştığım tüm mekânsal formlarda güzeli arıyorum. Çünkü artık tüm dış dünyayı bir kompozisyon olarak görüyorum. Gözlerim, zihnim ve ellerimle bu alanı artık daha iyi algılıyorum. (1)

Ben bugün kritiklerin, o kritiklerde hocaların ağzından dökülen her bir cümlenin ne kadar değerli olduğunu anlamış bulunuyorum. Çünkü her bir kritik, geleceğin bilinmeyen durumlarıyla başa çıkmak için birer tüyo. Fakültenin genel eğitim politikasının da bütünsellik temelli olduğunu söyleyebilirim. Konferanslar ve hocaların entelektüel birikimlerini aktarma çabaları bunu etkin kılıyor. Ve istisnasız dört yıl boyunca danışman hocama her ihtiyacım olduğunda ulaşabildim... (2)

OSTİM Teknik Üniversitesi’nden mezun olurken, yalnızca bir eğitim sürecinin tamamlanışını değil, mimarlığın hiç bitmeyen bir yolculuğunun ilk adımlarını atıyoruz. İç mimarlık ve çevre tasarımı benim için hiçbir zaman yalnızca duvarlar, malzemeler ve renklerden ibaret olmadı. Ben, mekânı her zaman insanın sessiz ama derin bir yansıması olarak gördüm. Bir mekân, onu kullanan insanların yaşam ritmiyle nefes alır; doğru tasarlandığında bir odanın köşesinde bile sonsuz bir huzur barınabilir. Bizler OSTİM Teknik Üniversitesi’nde yalnızca teknik bilgi öğrenmedik; mekânın ruhunu, oranların sessiz müziğini, ışığın bir yüzeye nasıl anlam kattığını öğrendik. “Az çoktur” derken kastettiğimiz şey, yalnızca minimalizm değil; sadelikteki sonsuz olasılıktır. (1)

Bugün mezun olurken, kendi meslek anlayışımı basit ama güçlü bir ilkeyle özetlemek isterim: Mekân, insanın huzurla var olabileceği en saf forma ulaşmalıdır. Bu formu bulmak için malzemeyi yalınlaştırmalı, işlevi netleştirmeli, detayda yalınlığı yakalamalıyız. Benim hayalim, tasarımın gösterişle değil, dürüstlükle değer kazandığı bir dünya oluşturabilmektir. Çelik kendi ağırlığında, ahşap kendi dokusunda, ışık kendi akışında hak ettiği şekilde var olmalıdır. Her proje, bu dürüstlüğün bir yansıması olmalıdır. Bana bu vizyonu kazandıran OSTİM Teknik Üniversitesi’ne, yolculuğuma yön veren hocalarıma ve her aşamada bana ilham veren arkadaşlarıma teşekkür ederim.  (2)